Pazartesi, Haziran 09, 2014

aramızdaki..

sevgilim sevgilim
kuzey sanrısı gibidir
geceyi beşe filan böler
sonra ayılar hüzünden ölmez
sevgilim sevgilim
açlıktan ölür onlar


işte bundan ötürü
hüznü artık bir ayıya bıraktım
sevgilim sevgilim
bir ayıya
ister ormanda kullansın
ister buzdağında



hayatın kutlu olsun sevgilim
ki sana değişe değişe aktım
kimi zaman bir japon gibi uykusuz kaldım
-uykusuz kalır mı onlar bilmem aslında-
sevgilim sevgilim
bir orman gibi çoğal aramızda
şehirden bir çocuk olarak şurda burda
bir sabuntozu markasında köpürerek
çınarın tutsaklığını
ve menekşenin tutsaklığını
ve menekşenin sevincini yaşa
sevgilim sevgilim
hüzüne yer var hayatımızda


Turgut Uyar

Pazartesi, Haziran 02, 2014

umuş..

bütün iyi kitapların sonunda
bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda
meltemi senden esen
soluğu sende olan
yeni bir başlangıç vardır

parmağını sürsen elmaya, rengini anlarsın 
gözünle görsen elmayı, sesini duyarsın 
onu işitsen, yuvarlağı sende kalır 
her başlangıçta yeni bir anlam vardır.

nedensiz bir çocuk ağlaması bile 
çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır.

Edip Cansever

akdeniz yaraşıyor sana..


Akdeniz yarasiyor sana
Yildizlar terler ya sen de terliyorsun
Ayni islak pirilti burun kanatlarinda
Hiç dinmiyor motorlarin gürültüsü
Köpekler havliyor uzaktan
Demin bir çocuk agladi
Fatmanim cumbadan çarsaf silkiyor yine
Ali dumdum anasina sövüyor saatlerdir
Denizi tokmakliyor balikçilar
Bu sesler iste sessizligini büyüten toprak
O sesinin sardunyalar gibi konuskan sessizligi

Hayatta yattik dün gece
Üstümüzde meltem
Kekik kokuyor ellerim hala
Senle yatmadim sanki
Daglari dolastim

Ben senden ögrendim deniz yazmayi
Elimden düsmüyor mavi kalem
Bir tirandil çikar gibi sefere
Okula gidiyor ögretmenim
Ben de ardindan açiliyorum
Bir poyraz çizip deftere
Bir ada var sirf ebabil
Dönüyor dönüyor basimda
Senle yasadigim günler
Gümüs bir çevre oldu ömrüm
Degince günesine

Neden sonra buldum o kaçakçi magarasini
Gözlerim kamasinca senden
Ölüm belki sularindan kaçirdigim
O los suda yikanmaktir
Durdukça yosundan yesil
Kulaç attikça mavi

Ben düzde sanirdim yikintim
Örenim alkolik asarim
Mutun dorugundaymisim meger

Senle çikinca anladim
Eski Yunan atlari var hani
Yeleleri bükümlü
Gün inerken de öyle
Agaçtan izdüsümleriyle
Yürüyor Balan tepeleri
Yürüyor bölük bölük can
Toplu bir güzellige dogru

Sevgilim Yarasiyorsun sen Akdenize

Can Yücel

mendilimde kan sesleri..

"...her yere yetişilir

hiç bir şeye geç kalınmaz

çocuğum beni bağışla

ahmet abi sen de bagışla...

boynu bükük duruyorsam eğer

içimden böyle geldiği için değil

ama hiç değil

ah güzel ahmet abim benim


o yerin suyuna, o yerin toprağına benzer

suyunda yüzen balığa

topragını iten çiceğe

dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine

konya'nın beyaz

antebin kırmızı düzlüğüne benzer

göğüne benzer ki gözyaşları mavidir

denizine benzer ki dalgalıdır bakışları

evlerine, sokaklarina, kosebaslarina

öylesine benzer ki ve avlularina

(bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)

ve sözlerine

(yani bir cep aynası alım-satımına belki)

ve bir gün birinin bir adres sormasına benzer

sorarken sorarken üzünçlü bir ev görüntüsüne

camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına

öyle bir cigara yakımına, birinin gazoz açmasına

minibüslerine, gecekondularına

hasretine, yalanına benzer

anısı işsizliktir

acısı bilincidir

bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan

gülemiyorsun ya, gülmek

bir halk gülüyorsa gülmektir

ne kadar benziyoruz türkiye'ye ahmet abi...

bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden

dirseğin iskemleye dayalı

-- bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben --

cigara paketinde yazılar resimler

resimler: cezaevleri

resimler: özlem

resimler: eskiden beri

ve bir kaşın yukarı kalkık

sevmen acele

dostluğun cabuk

bakıyorum da şimdi

o kadeh bir küfür gibi duruyor elinde...

ve zaman dediğimiz nedir ki ahmet abi

biz eskiden seninle

istasyonları dolaşırdık bir bir

o zamanlar malatya kokardı istasyonlar

nazilli kokardı

ve yağmurdan ıslandıkça edirne postası

kil gibi ince istanbul yağmurunun altında

esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen

kadının ütülü patiskalardan bir teni

upuzun boynu

kirpikleri

ve sana ahmet abi

uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki

sofranı kurardı

elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardı

cezaevlerine düşsen cigaranı getirirdi

cocuklar doğururdu

ve o çocukların dünyayı düzeletecek ellerini işlerdi bir dantel gibi

o çocuklar büyüyecek

o çocuklar büyüyecek

o çocuklar...


bilmezlikten gelme ahmet abi

umudu dürt

umutsuzlugu yatıştır

diyeceğim şu ki

yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler

oysa o kadar kullanışlı ki şimdi

hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse

çocuklar, kadınlar, erkekler

trenler tıklım tıklım

trenler cepheye giden trenler gibi

işçiler

almanya yolcusu işçiler


kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi

ellerinde bavullar, fileler

kolonyalar, su şiseleri, paketler

onlar ki, hepsi

bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler

ah güzel ahmet abim benim

gördün mü bak

dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar

ve dağılmış pazar yerlerine memleket

gelmiyor içimden hüzünlenmek bile

gelse de

öyle sürekli degil

bir caz müziği gibi gelip geciyor hüzün

o kadar çabuk

o kadar kısa

işte o kadar...





Edip Cansever

göğe bakma durağı

İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yanab otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım

Turgut Uyar