attila ilhan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
attila ilhan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cumartesi, Aralık 18, 2010

ağustos çıkmazı..

Beni koyup koyup gitme, n'olursun
Durduğun yerde dur
Kendini martılarla bir tutma
Senin kanatların yok
Düşersin yorulursun
Beni koyup koyup gitme, n'olursun

Bir deniz kıyısında otur
Gemiler sensiz gitsin bırak
Herkes gibi yaşasana sen
İşine gücüne baksana
Evlenirsin, çocuğun olur
Beni koyup koyup gitme, n'olursun

Attila İlhan

Cumartesi, Mayıs 08, 2010

delik deşik..

kirpi gibisin çocuk
her tarafın diken
kim elini uzatsa
delik deşik
üstelik sen de kan içindesin

attila ilhan

Pazar, Şubat 28, 2010

elimden gelen bu..

Elimden gelen bu ben iki kişiyim
Çoğalmak neyse ne azalmak zor
Birisi seni her an bırakıp gittiğim
Öbürü kan gibi tutulmuş seviyor
Ağzındaki acı alnındaki çizgiyim
Gözlerine kirli bir bulut getirdim
Hiçbir sevinç aydınlığı onu silemiyor

Elimden gelen bu ben iki kişiyim
Birisi kapadığın kapılardan gitmiyor
Yağmur yağmaksa o güneş açmaksa o
Bir yerin üşüse onun sıcaklığı
Öbürü en içten çağrını işitmiyor
Alıp tutmaksa o basıp gitmekse o
Bakışları kıyısız deniz uzaklığı

Elimden gelen bu ben iki kişiyim
İkisi birden çıkmaya uğraşıyor
Bilmem ki hangisinden nasıl vazgeçeyim
Birisi yeni baştan serüvene başlamış
Öbürü silahında son mermiyi sıkıyor
Çoğalmak neyse ne azalmak zor

Attila İlhan

bekle..

Geleceğim bekle dedi
Ben beklemedim o da gelmedi
Ölüm gibi birşeydi
Ama kimse ölmedi

Attila İlhan

aydınlık neyin oluyor senin ..

aydınlık neyin oluyor senin
gökyüzü akraban filan mı
beni bulur bulmaz gözlerin
şimşek çakıyorum yalan mı
yüzünde yalazını gezdirdiğin
saçlarından tutuşmuş orman mı
akla ziyan bir şey elektriğin

ayışığı mavisi dudaklarından mı
o ışık zenginliği mi giyindiğin
uzay tozları mı yıldızlardan mı
elime dokunduğu an elin
güneşler açıyorum sahi ondan mı
aydınlık neyin oluyor senin

Attila İlhan

Cumartesi, Ekim 10, 2009

zeynep beni bekle

zeynep beni bekle / gece agaçlarina
yagmur çiseliyorum / cam tozu su beyazi
yalnizligini mutlaka degiştirecegim
bir yaprak halinde süzülüp saçlarina
eski teşrin'lerden / kederli kirmizi
zeynep beni bekle mutlaka dönecegim
söyle kim önleyebilir buluşmamizi

geceleyin işiklari söndürdügün zaman
benim şiir kitaplarindan sizan aydinlik
elinde uyuyakaldigin heyecanli roman
pancurlarin çarpildigi lodos geceleri
rüzgârin degil benim / pencerendeki islik
her akşam koridordaki ayak sesleri
yanliş çaldigini zannettigin telefon
zeynep beni bekle mutlaka gelecegim
hem bu ne ilk ayriligimiz ne de son

pikapta eminaga acemaşirân saz semaisi
sokakta çocuklar saklambaç hirsiz polis
hayat akip gidiyor olsam da olmasam da
saati durmamali ufak sorumluluklarin
resmi birakmadin ya / son çektigin hangisi
bak mektuplar birikmiş yine masamda
fakülteler açilacak bak bugün yarin
zeynep beni bekle mutlaka gelecegim
başladigimiz filmi birlikte bitirecegiz

kim ne derse desin içimde delice bir his

Attila İlhan

Cuma, Şubat 22, 2008

üçüncü şahsın şiiri..

gozlerin gozlerime degince
felaketim olurdu aglardim
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdigin vardi duyardim
cop gibi bir oglan ipince
hayirsizin biriydi fikrimce
ne vakit karsimda gorsem
oldurecegimden korkardim
felaketim olurdu aglardim

ne vakit mackadan gecsem
limanda hep gemiler olurdu
agaclar kus gibi gulerdi
bir ruzgar aklimi alirdi
sessizce bir cigara yakardin
parmaklarimin ucunu yakardin
kirpiklerini egerdin bakardin
usurdum icim urperirdi
felaketim olurdu aglardim

aksamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan icinde yatardi
limandan bir gemi giderdi
sen kalkip ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalirdin
hayirsizin biriydi fikrimce
guldu mu cenazeye benzerdi
hele seni kollarina aldi mi
felaketim olurdu aglardim

Attila İlhan

Salı, Ağustos 28, 2007

aysel git başımdan..

aysel git başımdan
ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum.
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan istemiyorum.

benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
dağıtır gecelerim sarışınlığını
uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
aysel git başımdan ben sana göre değilim.
benim icin kirletme aydınlığını,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

ıslığımı denesen hemen düşürürsün,
gözlerim hızlandırır tenhalığını
yanlış şehirlere götürür trenlerim.
ya ölmek ustalığını kazanırsın,
ya korku biriktirmek yetisini.
acılarım iyice bol gelir sana,
sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
aysel git başımdan ben sana göre değilim.
ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.

sevindiğim anda sen üzülürsün.
sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
uzak yalnızlık limanlarına.
aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
sakın başka bir şey getirme aklına.
aysel git başımdan ben sana göre değilim,
ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.
aysel git başımdan seni seviyorum...

attila ilhan

Pazartesi, Mayıs 21, 2007

kimi sevsem sensin..

kimi sevsem sensin / hayret
sevgin hepsini nasıl degiştiriyor
gözleri maviyken yaprak yeşili
senin sesinle konuşuyor elbet
yarım bakışları o kadar tehlikeli
senin sigaranı senin gibi içiyor
kimi sevsem sensin / hayret
senden nedense vazgeçilemiyor
herşeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet
sarışın başladığım esmer bitiyor
anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
dudakları keskin kırmızı jilet
bir belaya çattık / nasıl bitirmeli
gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
kimi sevsem sensin / hayret
kapıların kapalı girilemiyor
kimi sevsem sensin / senden ibaret
hepsini senin adınla cağırıyorum
arkamdan şımarık gülüşüyorlar
getirdikleri yağmur / sende unuttuğum
hani o sımsıcak iri çekirdekli
senin gibi vahşi öpüşüyorlar
kimi sevsem sensin / hayret
in misin cin misin anlamıyorum...

attila ilhan

Cumartesi, Nisan 21, 2007

ben sana mecburum..

ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum

ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski istanbul mudur
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburun sen yoksun

sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşam üstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun

belki haziran'da mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
belki yeşilköy'de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
kötü rüzgar saçlarını götürüyor

ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin

attila ilhan

Perşembe, Şubat 15, 2007

BÖYLE BİR SEVMEK..

ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
hayır sanmayın ki beni unuttular
hala ara sıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkı belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kim bilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir

attila ilhan