Salı, Ağustos 12, 2008

anladım..

bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım.
herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
kendi yolumu çizdiğimde anladım.
bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.
yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.
acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
neden hiç ağlamadığını anladım.
ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.
bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği
acıtabilirmiş,
çok acıttığında anladım.
fakat, hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.
yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
yüreğini elime koyduğunda anladım.
''sana ihtiyacım var, gel!'' diyebilmekmiş güçlü olmak,
sana ''git'' dediğimde anladım.
biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek,
git dediklerinde gittiğimde anladım.
sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.
özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman olmak,
gerçekten pişman olduğumda anladım.
ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.
ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım.
sevgi emekmiş,
emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...

can yücel

Hiç yorum yok: